BİR TARTIŞMA KONUSU
 
 
TİMUR EMRE ÖZER'İN
 TÜM YAZILARINI OKUMAK İÇİN



BİR TARTIŞMA KONUSU
 
 
SANAL ÂLEM YÜZÜNDEN EVLERİNE TIKILIP KALAN GENÇLİKMİ DAHA ŞANSLI YOKSA GEÇMİŞTE SOKAKTA ARKADAŞLARIYLA OYUNLAR OYNAYARAK YETİŞEN BİZLERMİ?
 
 
         Arkadaşlıklar dostluklar bir yana hayatı küçük yaşlarda, yaşayarak öğrenmek gibiydi bizimki. Neyin doğru neyin yanlış olduğu, neyin bize iyi gelip neyin bize kötü geleceğini gerek oyunlarda gerek sokaklarda merakla elimizi altına soktuğumuz taşlarda öğrendik. Yaratıcılığımızı geliştirdik, cesaret kazandık. Hayatı iyi veya kötü arkadaşlıklarda, dostluklarda eğlenceyle karışık edindiğimiz bilgilerle öğrendik. Gelecek nesil’e bakıyorum da onlar bu nimetlerden yararlanamayacak. Neden mi? Çünkü bizler içine ettiğimiz bu dünyada zevk eğlence düşkünü olduk. İnsan hayatlarını hiçe sayarak önce içme sularını kirlettik, sonra şehirleri... Yaşanacak hiçbir arazi bırakmayıp her gün bir ağacı kestik ki buna hala devam ediyoruz, daha sonra havayı toprağı derken hayvanların neslini tükettik. Şimdi düşünüyorum da dünyanın ekolojisini bozmuşken, bizlerin kirlettiği bu dünyada, bizlerin yok ettiği insanlıkta gelecek nesillerin çocukları nasıl olurda eskiler gibi gönül rahatlığıyla dışarıya çıkıp arkadaşlıklar, dostluklar kurabilir.
        Çocukluğumda yazları okul tatili geldiğinde doğru köye gidilirdi ailecek. Gitmek için dört gözle beklediğim günlerdi onlar. Çünkü köyde kuzenlerim ve arkadaşlarımla buluşacaktık. Köy deyip geçmeyin. Yeşillikler içinde dağ havasını solumak ve sabahın ilk ışıklarıyla buluşup akşam güneşi batana kadar oyunlar oynamak, kan ter içinde susadıktan sonra dağdan gelen o buz gibi kaynak suyundan içmek, tadına doyamamak... Arkadaşlarınla dere kenarlarında toplanılan hayvanların üzerinde otopsi yapmak ( özellikle kurbağa ve yengeç kullanılır  ) arkadaşlarla hep beraber dağ çileği ve mantar toplamak... İzinsiz girilen arazilerde futbol oynayıp maç bitmeden bir ihtiyarın sizi sopayla kovalamasından kaçmak... Hepsi muhteşem ve doyumsuz anılar. Şimdi bakıyorum da seneler sonra gittiğim köyümde ne arkadaşlarımı ne kuzenlerimi bulabiliyorum nede eski güzel havasını. Artık ağaçlar ve yapraklar eskisi kadar yeşil değildi renkleri solmuş canlılığı gitmişti. Çocukluğumda köyün en tepe arazisine çıkıp şehrimdeki bir kaç küçük binayı minnacık görürken şimdi huzuru kaçmış doğasıyla köyümün en tepe arazisinden, şehrimdeki yükselen yüzlerce binaları, fabrika borularını ve onların kirlettiği havayı gördüm.
Bunlara baktıkça düşünüyorum da biz bu kadar içine ettiğimiz dünyada yeni nesil çocukları nasıl olurda sanal alemin mahkum’u olmazlar, nasıl gerçek dostlukları ve arkadaşlıkları öğrenebilirler???
çok uzattım okuyan arkadaşlarıma şimdiden teşekkürler.....
 
Timur Emre Özer

08.12.2008
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol